avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
34,7964
EURO
36,8266
ALTIN
2.954,97
BIST
10.075,06
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Sosyal medya üzerinden örgütlenen protestolar

Avrupalı Türklerin sesi AVRUPA TÜRK GAZETESİ’nin yazarı Damla Çiğdem yazdı.

Sosyal medya üzerinden örgütlenen protestolar

Bugün Occupy Wall Street, Black Lives Matter gibi protesto hareketleri sosyal medya üzerinden örgütleniyorlar. Arap baharında ya da Avrupa sokak gösterilerinde Facebook büyük lojistik destek sağladı. Sosyal medya ve iletişim çağı 21. yüzyıl neslini de ortaya çıkardı. Y-generation ya da Millenials olarak adlandırılan 1990 ve 2000 doğumlulardan oluşan bu nesil yeni bir kültürü temsil etmeye başladı.

İnsanların iletişimi için bir devrim olan sosyal medya yardımlaşma, iyiliğin ve sevginin yayılması için kullanılmak yerine birçok ülkede kimi zaman en çok bağıranın, en sansasyonel olanın, en alaycı en hakaretamiz konuşanın öne çıktığı bir hal aldı. Karşısındakini küçük gören, ben merkezli, narsist kişiliklerin meşhur olduğu bir hale geldi. Kullanıcıların bir kısmı için ne anlatıldığı değil nasıl anlatıldığı önem taşımakta. İşte bu yönüyle sosyal medya yanlış kişilerin eline geçtiğinde  Goebbels ve Hitler’in hayal bile edemeyeceği dev bir propaganda mecrası konumuna geliyor.

Facebook’un 1,7 milyar hesabının 80 milyonunun sahte olduğu düşünülüyor. Twitter’daki bot hesap sayısının da 23 milyon olduğu tahmin edilmekte. Kullanıcılar her gün yazılan 500 milyon tweetin, Facebook’a yüklenen 350 milyon fotoğrafın ve 100 milyon saat videonun arasında doğru olanı ayırt etmek, seçici olmak zorunda. Birçoğuna ise bu angarya gibi geliyor ve önlerine en sık gelen bilgileri gerçek kabul ediyorlar. Oysa bu bilgilerin büyük kısmının, kısa bir araştırma neticesinde, hiçbir doğruluğu olmadığı kolayca görülebiliyor.  Sosyal medyadaki provokatif yönlendirmeler ana akım medyanın telkinleriyle birleştiğinde ise ortaya daha tehlikeli bir manzara çıkıyor. Bunun için, bir yalan önce sosyal medyada dillendirilir. Daha sonra ülkenin en çok satan gazeteleri “sosyal medya bu iddia ile çalkalanıyor” başlıkları ile yalanı tüm ülkeye duyurur. Birkaç kişinin takip ettiği twitter hesaplarının ortaya attığı yalanlar bir anda milyonlara ulaşır hale gelir.

Sosyal medyadaki yönlendirmelerin bir benzeri arama motorlarında da yaşanmakta. Google bilgiye ulaşma konusunda adeta tek kaynak haline geldi. Google arşivleri 2014 yılı itibariyle 30 trilyon sayfaya indekslendi. Bu arşivde her ay 100 milyar, her saniye 40.000 arama yapılıyor. Tüm bu aramalar Google’ın yazdığı kodların kullandığı algoritma üzerinden gerçekleşiyor. Bu, bugüne kadar arama yapan 1,2 milyar kişinin sadece Google’ın seçtiği cevaplara ulaşabildiği manasına geliyor. Diğer bir deyişle, insanlar tarafsız ve doğru bilgiye ulaştıklarını sandıklarında aslında Google’ın izin verdiği, onayladığı veya istediği bilgiye ulaşabiliyorlar.

ABD Seçilmiş Başkanı Donald Trump seçim kampanyası sırasında Google’daki arama sonuçlarının rakibi Hillary Clinton’ın lehine sonuç verecek şekilde yönlendirildiğini defalarca gündeme getirmişti. Google’ın kurucusu Larry Page’ın Clinton’ı açık olarak desteklemesi ve Google CEO’su Eric Schimdt’in teknoloji şirketinin Clinton kampanyasında yer alması bu iddiaları kuvvetlendirmekteydi. Haziran ayında Sourcefed sitesinde yayınlanan bir video Google’ın otomatik tamamlama alternatifleri ile Clinton lehine ve Donald Trump aleyhine bir ortam oluşturduğunu ortaya koydu. Benzer iddialar Facebook’un Trending stories bölümü için de ifade edildi. Trump cephesi Facebook’un Clinton lehine olan konuları öne çıkardığını ortaya çıkardı.

Sosyal medyanın ve internetin yıkıcı etkisini ortadan kaldırmanın yolu ise ulaşılan bilgiyi akıl, feraset ve vicdanla değerlendirmeyi öğrenmek ve öğretmektir. Binlerce yalanın arasındaki gerçeği göremeyenler provokasyona açık olacaktır. Bu da kargaşadan medet umanların işine yarayacaktır. Bu provokasyonları etkisiz kılmak için okuyan, araştıran, bilinçli ve hepsinden önemlisi duyarlı ve vicdanlı bir gençlik yetiştirmek gerekir. Kötülüğü örgütleyenlerin ustaca  kurgulayıp yaygınlaştırdıkları yalanlara karşı iyilerin en önemli gücü vicdanları ve iyilikte kararlı olmalarıdır.  Sevgi, dostluk, barış ve dürüstlükte kararlı olanların vicdanı hem kargaşa isteyenlere karşı bir set olacak hem de sosyal medyayı salt iyilik mecrası haline getirecektir.

Damla Çiğdem – Avrupa Türk Gazetesi yazarı
Avrupa Türk Gazetesi © GAZETEMİZİN YAZARI

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.