avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
32,3690
EURO
34,9519
ALTIN
2.325,69
BIST
9.095,18
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Gehlen’den Gülen’e bir istihbarat hikayesi

Efsanevi casus yöneticisi Reinhard Gehlen, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’ye sığındı ve Soğuk Savaş yıllarında CIA adına Almanya’da bir paralel devlet kurdu. İşte Gehlen ile Gülen’in hikayesinin benzeyen yönleri

Gehlen’den Gülen’e bir istihbarat hikayesi

Türkiye tarihinin hiç şüphesiz en tartışmalı davası olan Ergenekon davasının tohumlarının atıldığı 2007 senesinde Gülen cemaatinin bir esrarengiz üst düzey yöneticisi, Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) girmek isterken gözaltına alınıp sorgulandı. Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) ajanlarınca sorgulanan bu yönetici, cemaatin kozmik sırlarına vakıf olan eski emniyet imamı Kemalettin Özdemir’di. Özdemir, kendisinden pek hazzetmeyen Gülen’in ihbarıyla mı sorgulandı, yoksa FBI, Özdemir’in Gülen’e muhalif olup olmadığına bakmaksızın kendiliğinden mi operasyon kararı verdi bilinmez.

FBI’IN SORGULADIĞI ESKİ GÜLENCİLER
Kemalettin Özdemir’den yaklaşık altı ay sonra Fethullah Gülen tarafından ABD’ye davet edildiği halde vizesi, uçağı havadayken iptal edilen ve yine sınırda FBI tarafından sorgulanan cemaatin bir başka üst düzey yöneticisi daha vardı. Bu yönetici de Latif Erdoğan’dı. Görüştüğüm Latif Erdoğan, Özdemir ve kendisine yönelik operasyonların Gülen’in bir komplosu olduğunu düşünüyor. Bu iki sorgulamadan sonra yine ABD’ye girişte FBI tarafından yapılan bir başka sorgulama daha vardı ki, o sorgulamanın FBI tarafından Gülen’e rağmen yapıldığını varsaymak mümkün. Zira FBI’ın sorguladığı üçüncü kişi olan Kozanlı Ömer lakaplı Emniyet imamı Osman Hilmi Özdil, Fethullah Gülen’e yakın bir isim. Bu üç olay da gösteriyor ki, FBI her daim Gülen’e olumsuz baktı. Ama CIA’in Gülen’i sevdiği bir sır değil. Fethullah Gülen, 2008 yılında, ancak aralarında eski CIA yöneticilerinin de bulunduğu nüfuzlu isimlerin referansıyla Yeşil Kart alabildi. Ulaştığım bir belgeye göre meşhur eski CIA yetkilisi Graham Fuller ve Washington Üniversitesi’nde ders veren eski CIA görevlisi profesör George Fidas başta olmak üzere pek çok güçlü isim Gülen için referans mektubu verdi. Referans mektubu verenler arasında son dönemlerde Türkiye aleyhine yazdığı makalelerle dikkat çeken ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz de bulunuyor.

CIA’E VERİLEN RUS BELGELERİ
Fethullah Gülen’in öyküsü, gelmiş geçmiş en büyük casus yöneticilerinden biri olarak kabul edilen Nazi Almanyası’nın efsanevi istihbaratçısı Reinhard Gehlen’in öyküsünü andırıyor. Çünkü Gehlen de ABD’ye sığınmış ve Soğuk Savaş yıllarında kendi ülkesinde, Almanya’da bir paralel devlet kurmuştu. Reinhard Gehlen, 1945 yılında Adolf Hitler’in intiharının ardından ordu komutanlığından ayrılmış ve casuslarının çektiği pek çok gizli Rus belgesinin mikrofilmini ABD’ye teslim etmişti. Türkiye kamuoyunun hatırı sayılır bir kesimi, Gülen’in liderliğinde Türkiye’de de bir paralel devlet kurulduğuna inanıyor. Örgütün özellikle Ergenekon ve ilişkili davaları devlet içindeki yapılanmasını güçlendirmek için kullandığı yönünde ciddi bulgular var. Türkiye’de artık paralel devlet denilince akla cemaat bürokratlarının masonik hiyerarşiyle kurdukları nevi şahsına münhasır örgütlenme geliyor. Örgütlenmenin başında da Fethullah Gülen var. Gehlen de CIA kontrolündeki Federal Almanya Gizli Servisi’nin kurucusuydu, yani Almanya’daki ABD paralel devletinin lideriydi. Gehlen’in anıları, Türkiye’de Hitler’in Sığınağından Pentagon’a: Gehlen adıyla yayımlandı. Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan’ın önsözünü yazdığı bu kitapta yer alan Gehlen’e ait bir cümle var ki, bu cümle kadar ihaneti meşrulaştıranı az bulunur: “Bana göre; ihanetin ahlak açısından haklı görülebileceği tek ortam, ulusal bir mecburiyetin söz konusu olduğu ortamdır.” Zaten Turhan da, Gehlen için “20. yüzyıl istihbarat tarihinin en yetenekli kişisi ve en büyük haini” diyor. Nasıl ama! Yetenekli olduğu için ‘büyük’, mecbur olduğu için ‘hain’…

GEHLEN’İN PARALEL ÖRGÜTÜ
Gehlen, savaşın ardından ABD’ye gitti ve kısa bir süre orada kaldıktan sonra 6 Aralık 1946’da Almanya’ya döndü. Burada Güney Almanya Endüstriyel Gelişim Organizasyonu adlı bir paravan yapılanma kurdu. Bu yapılanma, Gehlen Örgütü’nün Sovyetler’e karşı yürüttüğü örtülü operasyonları maskelemek için kurulmuştu. Gehlen Örgütü aslında CIA’e çalışan bir gizli yapılanma idi. Bu örgüt, Soğuk Savaş yıllarında uzun süre CIA’in Sovyet Bloku ülkelerindeki gözü kulağı oldu. Örgütte özenle seçilmiş 350 eski istihbaratçı ve 4 bin casus vardı. Gruba sonradan Gehlen Örgütü ya da kısaca Örgüt denildi. Bugün de Fethullah Gülen cemaatinin devletteki yapılanmasına Gülen Örgütü deniliyor. Gehlen Örgütü, zamanla Federal Almanya Gizli Servisi’ne (BND) dönüştü. Örgüt, bu yüzden BND’nin atası kabul ediliyor. Gehlen, 8 Haziran 1979’da öldü. Eseri olan gizli servis artık ABD için değil, kendi ülkesi için çalışıyor.

KOZMİK BİLGİLERİ DAVULDA SAKLADI
Gelmiş geçmiş en büyük casus yöneticisi Reinhard Gehlen, 3 Nisan 1902 tarihinde Katolik bir ailenin çocuğu olarak Almanya Erfurt’ta doğdu. Babası kitapçı dükkanı sahibiydi. Gehlen, Nazi ordusunun 1939’da Polonya’yı işgali sırasında Hitler’in safındaydı. 1944’te Claus Von Stauffenberg’in, Adolf Hitler’e suikast hazırlığı yaptığını bildirdi. Savaşın bitiminden kısa bir süre önce tümgeneralliğe terfi etti. 1945’te Hitler intihar edince ordu komutanlığından ayrıldı. Mart 1945’te Gehlen ve casusları pek çok gizli SSCB belgesinin mikrofilmini çekti. Gehlen, bunları Avusturya Alpleri’nde çelik davulların içinde sakladı ve mayıs ayında bu bilgileri Amerikan ordusundaki meslektaşlarına teslim etti. Verilen bilgiler arasında CIA’in ata örgütü OSS’in (Office of Strategic Services) Amerikan Komünist Partisi’ne sızmış ajanlarının isimleri bile vardı.

FUAT DOĞU’NUN BÜYÜK SIRRI
Reinhard Gehlen, pek çok casus yöneticisini etkilemiş bir isim. 12 Mart (1971) Muhtırası’ndan sonra MİT Müsteşarlığı görevinden alındığını Teşkilat’ın, Ankara Hoşdere Caddesi’ndeki güvenli evinde rakı içerken öğrenen efsanevi Türk casus yöneticisi Mehmet Fuat Doğu da Gehlen’den etkilenen isimlerden biriydi. Fuat Doğu, sık sık Gehlen’i ziyaret ediyor, deneyimlerinden yararlanıyordu, buna karşılık BND de MİT’e eğitim yardımında ve teknik yardımda bulunuyordu. Fuat Doğu, 31 Mayıs 2004’te sırlarıyla birlikte öldü. Ancak ölmeden önce, yazdığı bir anı kitabını MİT yönetimine teslim etti. Doğu’nun hiç yayınlanmamış, içeriği meçhul bu kitabı, MİT’in Yenimahalle’deki karargâhında bir kasada duruyor.

Ferhat Ünlü – Sabah

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
ETİKETLER: , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.