avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
32,3680
EURO
34,9630
ALTIN
2.325,55
BIST
9.127,66
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Yok mu arttıran?

Avrupalı Türklerin sesi AVRUPA TÜRK GAZETESİ’nin yazarı İmdat Kaymaz yazdı.

Yok mu arttıran?

Vatan topraklarımızın çok önemli olduğunu sadece biz değil, dünya âlem bilmektedir. Bunun değişik nedenleri var tabi ki. İlk akla gelen stratejik konumu ve tarihi. Olmazsa olmazı ise büyük Türk milleti bu vatana, değere, öneme önem katmaktadır. (Türk derken etnik bakımdan kast etmiyorum burada ama kültürel bakımdan Türklüğü kastediyorum.) Doğu ile batı arasında köprüyüz mesela. 2 kıtada toprak olarak fiziki varlığımız söz konusu iken, her kıtada gönül bağımız olup 3 kıtanın da bitişiğindeyiz maşallah. Bütün dünya ülkelerinin nüfus bakımından ortalamasına bakarsak, orta büyüklükte nüfusumuz olsa da ortalama’nın 2 katı da nüfusumuz var. Sonuçta dünyadaki her 3 ülkenin 2 sinin nüfusu bir İstanbul’un nüfusuna denk ve ya eksik gelir. Bu ve tarihi nedenlerden dolayı dünyanın gözü üzerimizde idi geçmişte ve Türkiye güçlendikçe de bu daha fazla böyle olacağını tahmin etmek zor değildir. Bu yüzden mi ki diye merak ediyorum neden 2 bir Türkiye’den veya Türkiye’yle alakalı sağdan soldan, alttan üsten, sahte Mesih’ler türemektedir?

Haso, Haro, Fetö
Kimi sahte Mesih örgütünün adı Fetö, kiminin adı Haro ve diğerinin adı da Haso (diyeceğim ama Haso’nun ki ni ciddi almıyorum). Fethullah’ın kitaplarındaki mesela “M.” kelimesi de buna işaret etmiyor mu zaten? Kast ettiğim diğerleri ise Harun Yahya (Haro; yani Adnan Oktar) ve Hasan Mezarcı (Haso). Bu ve diğer konularda bir tek Haso kurumsallaşamamışa benziyor. Gerçi havarilerini falan bulmuş kendi düğünün de göbek atıyorlardı Haso nun. Bu da 1 başarıdır sonuç ta. Doğma büyüme Hollanda’da yaşıyorum ama Avrupa’dan tek bir tane böyle sahte Mesihini falan ne duydum ne de okudum. Burada böyleleri yok veya olamaz diye bir şey demiyorum ama gündemi çok iyi takip eden biri olarak da ne medya da ne de bireysel hayatımda karşılaştım şükür. Olsa da zaten Hasan Mezarcı (Haso) ya gülenler olduğu gibi gülüp geçerler haklı olarak.

Nedense hep bizden çıkıyor?
Her şey bitti, adam kalmadı dünyada, Mesih mi ne olayım artık diye karar verdiler bunlar günün birinde? Adam merak ediyor tabi sürekli böyle birileri saçma sapan iddialarla ortaya çıkınca televizyon da ve internet de. Bu saydıklarım tanınmışları daha. Bir de şu dünyanın en büyük arama motoru var ya, adını yazıp bedava reklam yapmak istemiyorum, oraya “sahte Mesih” diye yazsan dakikalarca art arda kendini Mesih ilan edenler var. Ya bunlara ne demeli? Tamam hadi birkaçı’nın psikolojik problemleri var ama hepsini de böyle geçiştirmek doğru olur mu? Olmaz tabi. Yoksa küçük çekiç günün birinde balyoz (davası gibi) olur çıkar karşına!

Diplomalı cahiller ve çarpık dünyamız
(Bu ara başlığı attım ama bu aslında kendi başına bir koskoca makale olacak değerde bir başlıktır. Ama kısaca değinmem gerekirse kast ettiğim şudur sevgili okurlarım:) Dünyamızda kimi cahil vardır diplomasız adam gibi adamlara adam demez çünkü burnu havaya çakılmıştır diplomayı aldıktan sonra. (Diploma öncesi normal ama.) Hatta bir nevi diploma fetişisti olan insanlar var maalesef. Kimi de diplomayı alır cahilliğe batar ya da cahillikten kurtul(a)maz. Evet çarpık bir dünyada yaşıyoruz kesinlikle! Yeşilçamda Kemal Sunal’ın bir filmi var bu bağlam da benzerliği çoktur. Usta oyuncu her şeye “ben bilmem emmim daha iyi bilir” der 2 de 1. Bilmediğine neyse de bileceği veya bilmesi gerekenleri de böyle bu cümleyle geçiştirir rol icabı. Bu diplomalı cahiller de aslında bir nevi böyledir. Ben bilmem hocam bilir, ben bilmem abim bilir zihniyeti yani. Düşünmemek varken neden düşüneyim ki diye, paradoksal 1 şekilde düşünür? Basitçe sürünün arkasından gitmek varken neden farklı olayım, neden kendim olayım, neden risk alayım diye düşünürler?

Koyun olmak kolay, Lider olmak zordur!
Evet, bu soruların cevabını baştan 1 veya 2 defa düşünüp sonuca vardıktan sonra kolaya kaçmak işlerine gelip diplomalı cahiller koyun olmayı tercih ediyorlar. Ve böylece kendi bacaklarından da 1 gün razı olacaklardır asılmaya eğer asılma olacaksa tabi. Bu dünyada asılmak kolaydır yeter ki öldükten sonra bu akibete uğramamak önemlidir. Her önüne gelen ben Mesihim diyerek peşinden gidersen “Allah rızası için”, Allah da razı olmaz kulu da. Ha, 1 çıkar ilişkin olur takılırsın o başka tabi. Onlara diplomalı cahil diyemem. Kast ettiğim diplomalı cahiller. Bilindiği gibi Katolik kilisesi uzun geçmişin de cennetten yer satmakta idi inananlara. Eh ne diyelim artık bunlara? Belki bu cahillere de Haso su da, Haro su da, Fetö sü de cennetten açık artırmayla bir yer vermişlerdir? Eğer durum böyleyse içimden “yok mu artıran” diye sormadan edemiyorum? Ama ben ne Haso’yum, ne Haro’yum, ne de Fetö’yüm. Ben sadece İmdat Kaymaz’ım.

İmd@T K@ymaz – Amsterd@m
Avrupa Türk Gazetesi © GAZETEMİZİN YAZARI
Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti Disiplin Kurulu Üyesi

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.