avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
32,3285
EURO
35,0893
ALTIN
2.297,14
BIST
9.041,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Leiden Fahri Başkonsolosu Joost Peters’ten PKK destekçilerine sergi görünümünde hizmet; sergi mi, propaganda mı?

Hollandalı Türk bilim insanı, Türkolog, Yrd.Doç.Dr. Armand Sağ; yaptığı analizde T.C. Leiden Fahri Başkonsolosu Achmea patronu Joost Peters’in düzenlediği sergilerde, tescilli PKK destekçileri Bram Vermeulen ve Frederike Geerdink’i “Türkiye’de Hollandalı Önderler”i kapsamına alarak nereye varmak istediğini sordu. Sağ, ‘Fahri Başkonsolos’ sıfatıyla nasıl PKK propagandasının teşvik edildiğini, PKK destekçilerinin Türk dış temsilcilikleri içinde dahi prim yaptığını, sergiler yoluyla azılı PKK destekçisi ‘karanlık’ sözde aydınların nasıl Hollanda Türklerine karanlık ellerce benimsetilmek istendiğini yazdı.

Leiden Fahri Başkonsolosu Joost Peters’ten PKK destekçilerine sergi görünümünde hizmet; sergi mi, propaganda mı?

Türkiye’nin Hollanda’da iki tane onursal başkonsolosluğu var, bunlardan bir tane Leiden kentinde. Bu Fahri Başkonsolosluğu’nun bir de fahri Başkonsolosu var. Bu kişiyi Türkiye yaptığı bazı işlerden dolayı ‘Onursal Başkonsolos’ ilan eder. Leiden’de etkin olan Onursal Başkonsoloslumuz Achmea adlı sağlık şirketinin genel müdürü bay Joost Peters.

Türkiye Cumhuriyeti’nce Onursal Başkonsolos ilan edilen bay Peters, Leiden’de güzel bir binada Leiden Onursal Başkonsolosluğu’nu da en iyi şekilde idare etmekle mükellef. Bu binada zaman zaman sergiler, kokteyller ve toplantılar düzenlenmekte ki Onursal Başkonsoloslukların başka bir görevi yoktur. Onursal Başkonsolosluk sadece sembolik bir görevdir, ama yine de Türkiye’nin desteği ile olan birşey.

Bu Onursal Başkonsolosluğu kendi sitesinde bile tek görevi Hollanda ile Türkiye arasındaki ilişkileri birleştirici etkinlikler düzenlemek olduğunu yazıyor. Bu aralar yeni bir etkinlik başlatan Onursal Başkonsolosluğumuz yeni bir sergi başlatmış. Bu sergiyi gezerken, gözüme hemen bir kaç konu battı. Şimdi bu serginin adı “Türkiye’de Hollandalı Önderler” ve Türkiye’ye göç eden ilk Hollandalı aydınları çekilen resimleri ve onların hayat hikayeleri ile anlatıyor.

Şimdi “önder” dediğine göre, Türkiye’ye ilk giden aydınlar akla geliyor. Örneğin 2003 yılında İstanbul’da Hollanda Devlet Kanalı (NOS) için muhabir olarak göreve başlayan bayan Jessica Lutz, veya İzmir’in ilk Hollanda muhabiri bay Michael van der Galien, bu konuda “önder” sayılırlar. Fakat ne görsem beğenirsiniz?

Bu iki ismi görmediğim gibi, ancak 2009 yılında Türkiye’ye göç eden bay Bram Vermeulen ve 2006 yılında İstanbul’a göç eden bayan Frederike Geerdink isimlerini görünce şok oldum. Bram tek taraflı, yanlı belgeselleri ile bir sürü Türk ve Hollandalı’nın tepkisini topladıktan sonra eski NOS genel yayın yönetmeni bay Hans Laroes’in yazdığı kitabından sonra “ajan” olarak tanıldı. Laroes kitabında isim vermeden “bazı NOS muhabirlerinin Hollanda istihbaratı (AİVD) için çalıştıklarını” ve hatta onların istekleri üzerine propaganda yapıp halkı etkileyeme çalıştıklarını anlatmıştı. İsim vermek istemeyen Laroes, kitabında yazdığı bazı ayrıntıları paylaştığı için sözkonusu ajanın Bram olduğu yine ortaya çıktı.

Laroes sözkonusu ajanın NOS’in yurtdışı bölümünde çalıştığını, uzun süredir yurtdışında yaşadığını, 2009’da gittiği ülkede ajan olduğunu, ve Laroes’in 2011 yılında emekli olduğunda hala görevli olduğunu paylaşmıştı. Son olarak da Laroes “sözkonusu gazetecinin adını veremem çünkü hala görevli ve adını verirsem kariyeri biter” deyince, Vermeulen’i kastettiği ortaya çıkmıştı. Kısa bir süre sonra Vermeulen’in daha önce Zimbabve ülkesinden de “ajanlık” iddiası ile sınır dışı edildiği ortaya çıkmıştı. Bu olayı Türk istihbarat üyeleri nasıl gözden kaçırdı korkusu ile Vermeulen’e Türkiye’ye girme yasağı koyuldu ve kendisi NOS tarafından hemen Güney Afrika’ya tahin edildi. Şu an Güney Afrika’da muhabirliğe devam eden Vermeulen’, “önder” ilan etmek böylece ne kadar saçma olduğu belirgindir.

sergi

Hollanda kökenli Türk düşmanı ve terör örgütü PKK destekçisi Hollandalıları “Türkiye’de Hollandalı Önderleri” adı altında düzenlediği sergilerle Hollanda Türklerine kabullendirmeye çalışan T.C. Leiden Fahri Başkonsolosu Achmea-sağlık şirketinin patronu Joost Peters

Ajanlık, yanlı haberler yapan biri nasıl mağdur olan Türkiye tarafından “önder” ilan edilip bir sergide yine Türkiye’nin parası ile yüceltilebilir? Şimdi sadece bir isim olsa, yine gözden kaçtı diyebiliriz ama aynı sergide bir de Geerdink’in adını görünce artık kasıt olduğunu da düşünmek gerekiyor. Geerdink 2012’in yaz ayında İstanbul’dan Diyarbakır’a taşınarak “Artık Kürdistan’ın muhabiriyim” demişti.

Ayrıca “Kürdistan’ın başkenti Amed’de yaşıyorum artık” ve “PKK üyeleri dünyanın en temiz, adil, dürüst ve ülkü insanlarıdır” cümleleri büyük tepki toplamıştı. Daha sonra sevgilisinin terör örgütü PKK’ya mensup olduğu da ortaya çıkmıştı. Yanlı, tek taraflı ve PKK’yı savunan haberleri ile tanılan Geerdink, PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmeyi ret ediyor ve KurdishMatters.com sitesinde PKK propagandası yaparak çok tepki topluyor. Vermeulen gibi Geerdink ismi de çok tartışılırken, Türkiye Cumhuriyeti’nin Onursal Başkonsolosluğu’nda Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile bu sergide bu iki şahsın ismi nasıl geçer diye düşünmek gerekiyor.

Bu iki gazeteciden başka “önder” mi yok? Tabi ki var, daha önce isimlerini verdiğim Lutz ve Michael iki çok güzel örnek. Peki Türkiye Cumhuriyeti bu sergi başlamadan önce adı geçen insanları bir google yapmadı mı? Kısa bir araştırma yapmadı mı? Ankara’ya sormadı mı “bu isimlerde bir sakınca var mı” diye? Yoksa Türkiye’nin birini önder olarak görmesi için, Türkiye aleyhine mi çalışmak gerekiyor? Bu sorunun cevabını bilen varsa, lütfen bana da bildirsinler cevabı ki çok merak ediyorum…

Yrd. Doç. Dr. Armand Sağ – Avrupa Türk Gazetesi yazarı
Avrupa Türk Gazetesi © GAZETEMİZİN YAZARI
Türk Araştırmaları Enstitüsü Başkanı

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.